Mide yenilen şeylerin toplandığı yerdir. Eğer oraya helal lokma koyarsan azalardan salih amel meydana gelir. Şüpheli lokma koyarsan azalar Allah yolunda amel etmekten şüpheye düşerler. Eğer haram lokma koyarsan, o lokma seninle Allah arasında bir perde olur ki bu yolda yürümen mümkün olmaz.
Israr ile devam edilen küçük bir günah, pişman olunmuş tövbe edilmiş büyük bir günahtan daha büyüktür. İhlas ile yapılmış az bir iyilik de, gösteriş için kendini beğenerek, kibirle yapılan çok iyilikten daha çoktur.
Kendisinden gördüğün bir ayıptan dolayı, Müslüman kardeşini kötüleme. Olur'ki aynı hataya sende düşersin ve ondan daha kötü olursun. O halde, onda bir kusur bulunduğunu anladığın zaman, onun için Allahü tealaya dua et ve Allahü tealadan ona rahmet etmesini iste. Onda bulunan kusurun sende de bulunmasından kork. Onda olan musibetten, sana da gelmediği için Allahü tealaya şükret.
La İlahe İllallah
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
24 Aralık 2017 Pazar
7 Eylül 2013 Cumartesi
KUR'AN-I KERİM OKUMAYA BAŞLARKEN OKUNACAK DUA
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
“Ey Allah’ım! Sen O (Kur’anı) hak ile indirdin, O da hak ile indi. Allah’ım! Kur’an’a olan bağlılığımı, düşkünlüğümü artır, onu gözüme nur, kalbime şifa kıl.
Ey Allah’ım! Onunla dilimi süsle, onunla yüzümü güzelleştir, onunla bedenimi kuvvetlendir.
Sana itaat ederek gecenin ve gündüzün belli saatlerinde onu okumayı bana nasip et.
Beni, peygamber (s.a.v.) ve O’nun en hayırlı yakınları ile haşret.
Rahman (olan Allah)’ın rızası için, iman ehlinin kabirlerinin nurlanması için, bütün peygamberlerin efendisi, güneşi, Resullerin ay ışığı olan, Efendimiz Muhammed (s.a.v.)’in
ruhu için, şeytanın kovulması, günahların silinmesi, tövbelerin kabulü, derecelerin yükselmesi, cehennem ateşinden kurtuluş için, iman üzere kalmak ve Rahmana kavuşmak
için Kur’an okumaya niyet ettim.
Ey Merhametlilerin en merhametlisi!
(Rahmetinle dualarımı kabul et.)
Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.”
CUMARTESİ GÜNÜ DUASI
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Allah’ım! Senden başka bir ilah yoktur.
Sen yedi kat göğün ve büyük arşın Rabbisin.
Her şeyden önce sen vardın yine her şey yok olduktan sonra da varlığın devam edecek.
Yaratılmışların yaratıcısı ve rızıklarını verensin.
Gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer ve dörder kanatlı elçiler yapan sensin.
Senin her şeye gücün yeter. Muhammed (s.a.v.)’e ve onun ailesine rahmet et.
Allah’ım! Sana dua ediyorum; fakirlikten, işlerin dağınıklığından, gece ve gündüz meydana gelecek kötülüklerden sana sığınıyorum.
Allah’ım! Beni cehennem ateşinden kurtulanlardan eyle.
Allah (cc) dinim için bana yeter.
En önemli işlerimde Allah (cc) bana yeter.
Bana saldırı da bulunana karşı Allah (cc) bana yeter.
Beni kıskananlara karşı Allah (cc) bana yeter.
Bana kötü tuzak kuranlara karşı Allah (cc) bana yeter.
Ölüm anında Allah (cc) bana yeter.
Kabirde soru sorulurken Allah (cc) bana yeter.
(Amellerim tartılırken) terazinin başında Allah (cc) bana yeter.
Sırat köprüsünü geçerken Allah (cc) bana yeter.
Allah (cc) bana yeter, ondan başka bir ilah yoktur.
Yalnız O’na güvendim. O büyük arşın Rabbidir.
YA ALLAH DUASI
Allah’ım! Ya Allah! Kalpler de ilah olarak ancak Allah vardır.
Allah’ım! Ya Allah! Gizlide yalnızca Allah vardır.
Allah’ım! Ya Allah! Varlıkta ilah olarak yalnızca Allah vardır.
Allah’ım! Ya Allah! Kâinatta hakiki varlık olarak ancak Allah vardır.
Allah’ım! Ya Allah! Varlıklar âleminde ilah olarak ancak Allah vardır.
Allah’ım! Ya Allah! Göklerde ilah olarak ancak Allah vardır.
Allah’ım! Ya Allah! Yerde ilah olarak ancak Allah vardır.
Allah’ım! Ya Allah! Dünyada ilah olarak ancak Allah vardır.
Allah’ım! Ya Allah! Âhirette ilah olarak ancak Allah vardır.
Allah’ım! Ya Allah! Öncesi olmayan ancak Allah’tır.
Allah’ım! Ya Allah! Sonu olmayan ancak Allah’tır.
Allah’ım! Ya Allah! Âyetleri ile zâhir olan ancak Allah’tır.
Allah’ım! Ya Allah! Gizli olan ancak Allah’tır.
Allah’ım! Ya Allah! Mülkün sahibi ancak Allah’tır.
Allah’ım! Ya Allah! Allah’tan başka yönetici yoktur.
Allah’ım! Ya Allah! Bize Lâ ilâhe illallah’ın ilmini kolaylaştır.
Allah’ım! Ya Allah! Bize Lâ ilâhe illallah’ın hazinelerini aç.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın ihsan ve bağışını üzerimize saç.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın fazlıyla beni zengin eyle.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın izzetiyle beni şereflendir.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın süsü ile beni süsle.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın güzelliği ile beni güzelleştir.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın kemali ile beni mükemmelliğe ulaştır.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın kuvvetiyle beni güçlendir.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın ruhuyla beni destekle.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın ruhaniyetini bana âmâde kıl.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah kılıcıyla düşmanlarımı yok et.
Allah’ım! Ya Allah! Beni Lâ ilâhe illallah sergisine oturt.
Allah’ım! Ya Allah! Ruhumu Lâ ilâhe illallah’ın bahçesinde gezdir.
Allah’ım! Ya Allah! Bana Lâ ilâhe illallah’ın elbisesini giydir.
Allah’ım! Ya Allah! Beni Lâ ilâhe illallah’ın nurlarıyla taçlandır.
Allah’ım! Ya Allah! Beni Lâ ilâhe illallah’ın sofrasından doyur.
Allah’ım! Ya Allah! Beni Lâ ilâhe illallah içeceği ile sula.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın nurlarıyla kalbimi aydınlat.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah kelimesini söylememi devamlı kıl.
Allah’ım! Ya Allah! Beni Lâ ilâhe illallah kelimesiyle yaşat.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah kelimesini söyleyerek ruhumu al.
Allah’ım! Ya Allah! Beni Lâ ilâhe illallah kelimesiyle kabirden kaldır.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın kuvvetiyle ayağımı doğru yol üzerinde sabit kıl.
Allah’ım! Ya Allah! Beni Lâ ilâhe illallah’ın korumasıyla cehennem ateşinden koru.
Allah’ım! Ya Allah! Beni Lâ ilâhe illallah’ın izzetiyle Firdevs-i âlâya girdir.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın nurlarının ışığında Kerîm olan cemalini çok görenlerden eyle.
Allah’ım! Ya Allah! Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed (s.a.v.) Allah’ın Resulüdür.
Allah’ım! Ya Allah! Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed (s.a.v.) Allah’ın elçisidir.
Allah’ın keremi, nimeti ve ihsanıyla müjdelenmiş; gönlü ferah bir mümin olarak, yalnız kelimeyi tevhid üzere yaşar, onun üzerine ölür ve yarın (kıyamette) onun üzerine haşroluruz inşallah.
Allah’ın rahmeti efendimiz Muhammed (s.a.v.)’in, ailesinin ve arkadaşlarının tamamının üzerine olsun.
Allah’ım! Ya Allah! Gizlide yalnızca Allah vardır.
Allah’ım! Ya Allah! Varlıkta ilah olarak yalnızca Allah vardır.
Allah’ım! Ya Allah! Kâinatta hakiki varlık olarak ancak Allah vardır.
Allah’ım! Ya Allah! Varlıklar âleminde ilah olarak ancak Allah vardır.
Allah’ım! Ya Allah! Göklerde ilah olarak ancak Allah vardır.
Allah’ım! Ya Allah! Yerde ilah olarak ancak Allah vardır.
Allah’ım! Ya Allah! Dünyada ilah olarak ancak Allah vardır.
Allah’ım! Ya Allah! Âhirette ilah olarak ancak Allah vardır.
Allah’ım! Ya Allah! Öncesi olmayan ancak Allah’tır.
Allah’ım! Ya Allah! Sonu olmayan ancak Allah’tır.
Allah’ım! Ya Allah! Âyetleri ile zâhir olan ancak Allah’tır.
Allah’ım! Ya Allah! Gizli olan ancak Allah’tır.
Allah’ım! Ya Allah! Mülkün sahibi ancak Allah’tır.
Allah’ım! Ya Allah! Allah’tan başka yönetici yoktur.
Allah’ım! Ya Allah! Bize Lâ ilâhe illallah’ın ilmini kolaylaştır.
Allah’ım! Ya Allah! Bize Lâ ilâhe illallah’ın hazinelerini aç.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın ihsan ve bağışını üzerimize saç.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın fazlıyla beni zengin eyle.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın izzetiyle beni şereflendir.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın süsü ile beni süsle.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın güzelliği ile beni güzelleştir.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın kemali ile beni mükemmelliğe ulaştır.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın kuvvetiyle beni güçlendir.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın ruhuyla beni destekle.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın ruhaniyetini bana âmâde kıl.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah kılıcıyla düşmanlarımı yok et.
Allah’ım! Ya Allah! Beni Lâ ilâhe illallah sergisine oturt.
Allah’ım! Ya Allah! Ruhumu Lâ ilâhe illallah’ın bahçesinde gezdir.
Allah’ım! Ya Allah! Bana Lâ ilâhe illallah’ın elbisesini giydir.
Allah’ım! Ya Allah! Beni Lâ ilâhe illallah’ın nurlarıyla taçlandır.
Allah’ım! Ya Allah! Beni Lâ ilâhe illallah’ın sofrasından doyur.
Allah’ım! Ya Allah! Beni Lâ ilâhe illallah içeceği ile sula.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın nurlarıyla kalbimi aydınlat.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah kelimesini söylememi devamlı kıl.
Allah’ım! Ya Allah! Beni Lâ ilâhe illallah kelimesiyle yaşat.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah kelimesini söyleyerek ruhumu al.
Allah’ım! Ya Allah! Beni Lâ ilâhe illallah kelimesiyle kabirden kaldır.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın kuvvetiyle ayağımı doğru yol üzerinde sabit kıl.
Allah’ım! Ya Allah! Beni Lâ ilâhe illallah’ın korumasıyla cehennem ateşinden koru.
Allah’ım! Ya Allah! Beni Lâ ilâhe illallah’ın izzetiyle Firdevs-i âlâya girdir.
Allah’ım! Ya Allah! Lâ ilâhe illallah’ın nurlarının ışığında Kerîm olan cemalini çok görenlerden eyle.
Allah’ım! Ya Allah! Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed (s.a.v.) Allah’ın Resulüdür.
Allah’ım! Ya Allah! Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed (s.a.v.) Allah’ın elçisidir.
Allah’ın keremi, nimeti ve ihsanıyla müjdelenmiş; gönlü ferah bir mümin olarak, yalnız kelimeyi tevhid üzere yaşar, onun üzerine ölür ve yarın (kıyamette) onun üzerine haşroluruz inşallah.
Allah’ın rahmeti efendimiz Muhammed (s.a.v.)’in, ailesinin ve arkadaşlarının tamamının üzerine olsun.
5 Eylül 2013 Perşembe
"HU" İSM-İ ŞERİFİ
“Hû” Sûfilere göre, Allah Celle Celaluhü Hazretleri’nin zâtına işaret eden ismidir. Arapçada üçüncü tekil şahıs zamiri olan Hû (hüve) ilk tasavvuf kaynaklarında, cem’ halini yaşayan sâlikin tevhid anlayışını ifade etmek amacıyla “Hû bilâ Hû” ifadesi içinde kullanılmıştır.1
“Hüviyet-i mutlak, sırrı vücûd, gaybı mutlak, âmâyı mutlak” gibi tabirlerle de vücud mertebelerinin ilki olan bu makama işaret edilir. “Hû” bazı mutasavvıfların lâhut, ceberût, melekût ve insan şeklinde sıraladıkları varlık mertebelerinin ilki olan ve künhü zâta tekabül eden lâhût mertebesidir.
Bu mertebe, Allah Celle Celaluhü Hazretleri’nin bütün isim ve sıfatlarının batını ve hakikatidir. Necmeddin-i Kübra Rahmetullahi aleyh Hazretleri’nin telakkisine göre Allah Celle Celaluhü Hazretleri’nin ismindeki elif ve lâm, harfi tariftir. Lâm harfinin şeddeli olması, tarifte mübalağa içindir. Dolayısıyla Allah Celle Celaluhü Hazretleri’nin isminin aslı “he” harfidir. Böylece canlıların alıp verdikleri her nefeste Allah Celle Celaluhü Hazretleri’nin ismi olan “he” sesi vardır. Alınan her nefesteki “he”nin kaynağı kalp, verilen nefesteki “he”nin kaynağı ise arştır. “Hû” kelimesindeki “vav” ise ruhun ismidir.2
Kelâm âlimi Fahreddin er-Râzî radıyallahu Anh’da gerek tefsirinde, gerekse “Levâmi’u’l-beyyinât” adlı eserinde konuyu tasavvufi bir anlayışla yorumlamıştır. Râzî’ye radıyallahu anh göre İhlâs sûresinin ilk üç kelimesi “Hû, Allah, ahad” Celle Celaluhü makamı ifade etmektedir: “Hû” mukarrebûnun makamı olup makamların en yücesidir. Buna göre lizâtihî var olan sadece O’dur. O’nun dışındakiler mümkün varlıklardır ve yok hükmündedir.
İlk dönem sûfilerinin Kelimei Tevhîdi (Lâ ilâhe İllallah) ve Allah Celle Celaluhü Hazretleri’nin ismini zikir maksadıyla tekrar ettikleri bilinmekteyse de, “Hû”nun aynı amaçla tekrar edilmesi, özellikle tarikatların teşekkülünden sonra yaygınlık kazanmıştır.
Sûfilere göre zikrin en faziletlisi, Allah Celle Celaluhü Hazretleri’ni bir şey isteme anlamı taşımayan bir ifadeyle anmaktır. Bundan dolayı talep manası taşımayan ve Allah Celle Celaluhü Hazretleri’nin zâti ismi olan “Hû”, en faziletli zikir telâkki edilmiştir. İmam-ı Ali Kerremullahu veçhe Hazretleri’nin çok defa “Yâ Hû, Yâ Men Hû, Lâ İlâhe İllâ Hû” diye zikrettiğinin sebebi kendisine sorulduğunda, “Hû”nun İsmi Â’zam olduğunu söylediği rivayet edilir. Gazzâli radıyallahu anh da “Lâ İlâhe İllallah”ın avamın tevhidi, “Lâ İlâhe İllâ Hû” nun havassın tevhidi olduğunu söyler. Allah Celle Celaluhü Hazretleri hangi ismiyle zikrediliyorsa, o ismin feyz ve tecellîleri istenir. Meselâ “Kerim” ismiyle ihsan, “Şâfî” ismiyle şifa umulur. “Hû” ismiyle yalnız O’nun zâtı istendiğinden bu ismin tecellisi kâmil bir keşiftir.
Seyr-i Sulûklarını Allah Celle Celaluhü Hazretleri’nin bazı isimlerini belli sayıda tekrarlamak sûretiyle gerçekleştiren tarikatlarda (Tarîki Esmâ) sâlik, nefsi emmâre mertebesinde “Lâ İlâhe İllallah”, nefsi levvâme mertebesinde “Allah”,nefsi mülhimede “Hû” ismiyle zikir yapar: böylece sırasıyla tevhidi ef’âl, tevhîdi sıfât ve tevhidi zât makamlarına ulaşır.
Mutasavvıf şairlerin “Hû” kelimesiyle biten şiirlerinin bir kısmı ilâhi olarak bestelenmiştir. “Hû” kelimesi tarikat folklorunda çeşitli anlamlarda yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Meselâ dervişler birbirine hitap ve cevap amacıyla “Hû” derler. Tekkeye girmek isteyen kişi izin almak için “destur” der, içeriden “Hû” sesi gelirse girebilir. Tekke hayatında geniş bir uygulama alanı bulan gülbankler “Hû” diye sona erer: “Yâ Hû”, “Bu da geçer Yâ Hû”, “hoş gör Yâ Hû”, “Hay’dan gelen Hû’ya gider”, “İllâ Hû”, “edep Yâ Hû”… “Hû” çekmek mutasavvıfların yanında halkın da çok sık kullandığı ifadelerdir.
Allah Celle Celaluhü Hazretleri’nin yetkinliğini, yüceliğini, ululuğunu, aşkınlığını dile getiren “Hû” (O) sözcüğü, içeriğindeki genellik nedeniyle Allah Celle Celaluhü Hazretleri’ni insanlar tarafından bilinmeyen bütün yönleriyle, evrendeki bütün tecellileriyle tanıtmayı ve onaylamayı amaçlar.
Bu nedenle, ünlü İslâm düşünürü İmam-ı Gazali Rahmetullahi aleyh, “Mişkatül-Enver” adlı eserinde “avam”ın (sıradan insanlar) tevhidinin “Lâ ilahe İllallah” (Allah’tan başka ilâh yoktur), “havas”ın (bilgeler, sûfiler) tevhidinin “La ilahe illa Hû” (O’ndan başka ilâh yoktur) biçiminde olduğunu belirtir. Buna göre, şeyler O’nun yansımasıdır, her şey O’nda başlar, O’nda biter.
Arap abecesindeki “he” harfinin iki gözlü biçiminden esinlenen bazı sufiler, “Hû” sözcüğünden “Allah Celle Celaluh Hazretleri’nin her şeyi gören gözleri”, “iki tarikat büyüğünün birleşmesi” ,”sufinin Allah Celle Celaluh Hazretleri’nde fani olması” gibi simgesel anlamlar çıkarırlar.
Tarikatlarda “Hû” sözcüğü ile yapılan ve “Hû çekmek” diye adlandırılan zikir çok yaygındır. Örneğin Mevlevilik’te mürit, “Destur!” diyerek izin ister, içeridekiler “Gir!” anlamına “Hû” diyerek karşılık verirler. Sema ayini sonunda da “Dem-i Hazret-i Mevlâna, sırr-ı Şems-i Tebrizi, Kerrem-i İmam-ı Ali, Hû diyelim” denilerek ayine katılanlar uzunca bir “Hû” çekerler.3
“Hû” Kur’an okumada, zikirde, ezan okumada, kamet getirmede, namaz kılmada, cenazede, nefes vermede, getirilen tekbirlerde mevcuttur.(Cenaze defninde 15 defa evde, 15 defa yerde 15 defa kabirde, 15 defa da Cenazeyi defin ettikten sonra evde okunan Kur’an’ın sonunda çekilen Tekbirlerde “Hû” çekilir.
İnsan ister istemez “Hû” ile meşgul olmaktadır. Müslüman biri, “Hû” olmadan ibadet yapamaz. Kur’an okumanın sonunda okunan surelerin sonunda getirilen tekbirlerin (Allahû Ekber) içinde “Hû” çekilir ve adedi 15’dir. Günde 5 vakit okunan ezanlarda (Allahû Ekber) ezanın tekbirlerinde müezzin “Hû” der. 5 vakit farz namazların evvelinde getirilen kamette de çekilen “Hû” ismi şerifi söylenir.
24 Saatte kılınan namazların tamamında toplam olarak 229 defa tekbir söylenir ve bu tekbirlerde “Hû” çekilir. Ramazanda teravih namazında 20 rekatta çekilen “Hû” sayısı 105 adettir. Teravih namazında hoca cemaate cemaatle 105 defa “Hû” çektirir. “Hû”, her çekilen tekbirlerin içindedir. Namaz içinde çekilen her tekbirin (Allahû Ekber) içinde 1 adettir.
Kur’an okumanın sonunda çekilen tekbirlerin her birinin içerisinde 5’şer defa “Hû” vardır. (Allahû Ekber Allahû Ekber, Lâilâhe İllâllâhû Vallahû Ekber, Allahû Ekber,Velillâhil hamd.)
Sabah ve akşam namazlarının ardından Diyanet İşleri Başkanlığının görevlileri olan hocalar, El Haşr Suresinin 22., 23. ve 24’ncü Ayetlerinde 6 şar defa “Hû” çekerler. Tüm Müslümanlar da ferdi olarak bu Ayetleri okurlarken 6’şar defa “Hû” çekerler.
Rivayete göre insanda 24 saatte 24 bin nefes vardır. Her nefesi alıp verişlerinde insanoğlu Müslüman olsun olmasın, her gün 24 saatte 24 bin defa “Hû” çeker ama o çektiği “Hû”dan gafildir. Çünkü dinini iyi bilmediğinden dolayı bilmediğine düşmanlık etmektedir.
İnsanın, her nefesi son nefestir. Bir nefes, insana ömründe bir kere gelir. İkinci defa gelen nefes, başka nefestir. Bunlar, tesbih gibi birbiri ardınca dizilmiştir. Bu nefesler üzerine memur olan melek, her nefes insandan ne hal üzere çıkarsa, mühürler ve saklar. Rûz-i cezada, meydana çıkarılarak mühürü açılınca, ne hal ile mühürlenmişse, o hal ve kıyafetle zuhur eder.
“Bir kimse, erginlik çağına girdikten sonra, ölünceye kadar kaç nefes alıp vermişse, her nefesten sırasına göre on beş kere sual eder.” buyruldu.4
Sakın nefeslerimizden gafil olup zarar ve ziyana uğramayalım. Nefeslerimizin her birini bir inci mercan gibi bilip, değerlendirmeye gayret edelim. Bir günde 24 saat vardır ve 24 bin de nefes vardır. Her nefes bir kitap ve bir dosyadır. Bir gün içerisindeki nefes kitaplarının sayısı da 24 bindir. Her kitabın içerisinde de 15 hesap vardır. Bu sebeple 24 bin nefeste her nefesi 15 ile çarparak hesap edersek bir günde Cenabı Hakk Celle Celaluhü Hazretleri kullarına 360 bin defa hesap soracaktır. Bu hesaplar, nefes, kitap ve dosyaları kıyamet günü tek bir kitapta toplanarak, Cenabı Hakk Celle Celaluhü Hazretleri İsra Suresi 14’üncü ayetinde: “Al kitabını oku!” buyuracağı gün o kitapla sunulacaktır. Çünkü bu nefesler bir daha geri gelmez bilmiş olasın…
Hiçbir bilim ve ilim mensupları “Hû”yu inkâr edemez. “Hû” çekmek belirli bir topluluğa ait değil. Aksine bütün yaratılanlara mahsustur. Çünkü “Hû”, Âyeti Kerimeler ile sabittir. Kur’anı Kerim’de içinde “Hû” esmasının geçtiği nice Âyetler vardır. Uzun sürer diye diğer âyetleri buraya yazmıyoruz.
1-Serrâc El- Lüma. S.353
2-Türkiye Diyanet Vakfı, İslâm Ansiklopedisi. Cilt 18. S.260.
3-Büyük Larousse. Sözlük ve Ansiklopedisi. Cilt 11. S.5405.
4-Miftahül Kulûb.
Paylaşım için Gönülüniversitesi'ne teşekkürler
4 Eylül 2013 Çarşamba
Ken’an Rifâi
Hak suretidir alem-i imkan ile adem
Bundan güzeli neredeki Cennet’te mi sandın
Her yer ne güzel menba-ı hüsn, insan güzeli
Sen de bu cemali, huri gılmanda mı sandın
Her yerde, fakat arifin kalbindedir Allah,
Yoksa sen O’nu arzı semavatta mı sandın
Dünya diyerek geçme sakın, burdadır her şey
Mizan-ü Sıratı mutlaka orda mı sandın
Cennet ü dûzah, gamm ü sürür, zulmet ile nur
Yaptıklarının gölgesi, hariçte mi sandın
Bilgin sana kıymet, talebin neyse osun sen
İnsanlığı sade yiyip içmekte mi sandın
Halin ne ise, müşteri sen oldun o hale
Noksanı meğer adl-i İlahi’de mi sandın
Fikrim bu benim, virdim ise her lahzada âh
Sen ah-ı ateş-sûzumu beyhude mi sandın
Yeniler her âh ile Ken’an ahd-i Elest’i
Ahım acaba nefha-yı hâbîde mi sandın.
Ken’an Rifâi
3 Eylül 2013 Salı
Prof. Jeffrey Lang KURAN-I KERİM’DEN BİZLERE
KURAN-I KERİM’DEN BİZLERE
Cahiller (15 kere)
Ahmaklar (3 kere)
Anlamazlar asla (9 kere)
Kendi bildiklerini yaparlar (9 kere)
Körce batıla yapışırlar (bir çok kez)
Hiç düşünmez misiniz? (13 kere)
Öyle mi sandınız? (7 kere)
Düşünüyor musunuz? (8 kere)
Kuran’da aklını kullananlar için bir çok işeret vardır (21 kere)
Şimdi hepsini derleyelim; Cahiller, ahmaklar, anlamazlar asla, kendi bildiklerini yaparlar, körce batıla yapışırlar, hiç düşünmez misiniz? öyle mi sandınız? düşünüyor musunuz? Kuran’da aklını kullananlar için bir çok işaretler vardır?
Rabbiniz’den size gerçek deliller geldi. Artık kim gözünü açar Hakkı idrak ederse, kendi yararına, kimde körlük ederse kendi zararınadır. (Enam suresi 104.)
Rabbimiz seçimi bizlere bırakıyor!
”
Rabbimizin Kuran-ı Kerim’de insanlara öğüdü
”
Şevkat gösterin
Merhametli olun
Affedici olun
Adil olun
Zayıfları koruyun
Hakkınızı savunun
İlmi arayın (Kuran-ı Kerimde ilim ve türevleri 854 kere geçiyor)
Cömert olun
Dürüst olun
Huzur verici olun
Diğerlerini sevin
Merhametli olun
Affedici olun
Adil olun
Zayıfları koruyun
Hakkınızı savunun
İlmi arayın (Kuran-ı Kerimde ilim ve türevleri 854 kere geçiyor)
Cömert olun
Dürüst olun
Huzur verici olun
Diğerlerini sevin
Birde Kuran-ı Kerim bize Rabbimizi nasıl anlatıyor ona bakalım
Şevkatli
Merhamet’li
Bağışlıyıcı
Adil
Koruyucu
Herşeyi Bilen
Cömert
Vaadinde duran
Seven
Huzur ve doğrunun kaynağı
Merhamet’li
Bağışlıyıcı
Adil
Koruyucu
Herşeyi Bilen
Cömert
Vaadinde duran
Seven
Huzur ve doğrunun kaynağı
Biz insanlar bu listenin dışında kalan şeyleri yaptığımızda nefsimize zulüm etmiş oluyoruz, yani kendimize zarar veriyoruz. Rabbimiz bize nurundan üflediği için biz bu listede yazılı olan şeylere yabancı değiliz, bunlar bize de verilmiştir ama biz, bir seçim yapıyoruz. Kuran-ı' Kerim "seçim hakkı"nın insanın gelişimde önemli rolü olduğunu söylüyor.
Rabbiniz’den size gerçek deliller geldi. Artık kim gözünü açar Hakkı idrak ederse, kendi yararına, kimde körlük ederse kendi zararınadır. (Enam suresi 104.)
Rabbini bilen kendini bilir!
Rabbimiz seçimi bizlere bırakıyor!”— | Prof. Jeffrey Lang, derleme Volkan Bektaş |
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)